12 Ağustos 2009 Çarşamba

Çok mutluyum bugün

Çok mutluyum bugün. ÖSYM bir güzel yerleştirdi. Evet össye girenleri yerleştirdi bugün. Sabahın erken saatinden itibaren telefonum dahi susmadı.

Korkmayın daha girmedim össye. İlk girdiğimde de kazandım okudum bitirdim zaten. Bu sefer beni mutlu eden dayımınoğlumun ve amcaoğlumun össde güzel bölümler kazanmaları. En çok kuzenime(dayıoğlu) sevindim. Çocuk köperler gibi çalıştı 4 sene boyunca lisede. Aslında puanı kendi beklediğinden az gelmesine rağmen güzel bir inşaat mühendisliği kazandı. Onu canı gönülden tebrik ediyorum. İnanın sabahtan beri ağzım kulaklarıma vardı resmen. (buraya kadar olan kısım dün yani 12 ağustosda yazıldı. yazıyı tamamlayacaktım. kuzenimle dışarı çıkmak zorunda kaldığımdan yarım kaldı. aşağıdaki satılardan devam.)

Şimdi ise ofisteyim. Birazdan çıkıp eve gideceğim. Eve gidince biraz ders çalışmam gerekiyor. Senin kadar rahat olamıyorum malesef. İşten çıkacağım için kendimi huzurlu hissediyorum. Evimdeki internet bağlantısınıda kapattırmayı düşünüyorum. Bu ay sonunda bilgisayarsız ve internetsiz birisi olacağım belkide. Kardeşim şuanda kullandığım laptopumu götürecek mersine. Bende masaüstü pc yi kullanmamak için direneceğim ve bunu yeneceğim. Yapacağım bunu. Çünkü bilgisayardan uzak durmam gerekiyor.

Bugün çok güzel bir hava var dışarıda. Ofiste ise üşüyorum bazen. Patron klimayı açtırdığında kendimi kutuplarda hissediyorum. Bazende "üşüyorsan üstüne birşey giy" cümlesinede kıl oluyorum. Lan yazın ortasındayım. Sırf işyerinde üşümemek için uzun kollu gömlek ve ceket mi giyineyim. Bazen şakayla karışık atışsakta aramızda ciddi sorun felan yok. Hele ki diğer ortak ile aram çok iyi. Sever beni. Bende severim keratayı.

İngilizcem biraz gelişti sanırım. Artık böyle türkçe gibi konumuşuyorum bazen. Çok hoşuma gidiyor bu. Hani yeni doğan bir çocuk ilk adımlarını atmaya başlar ya, anne ve babasının yüreğini tatlı bir mutluk sarar ya aynı onun gibi bir his ingilizce konuşmak bana göre. Asıl konu ingilizce konuşmak değil. Türkçeden farklı bir dili konuşabilmek. Msnde ingilizce konuştuğum arkadaşlarımı annem gördüğünden dahi arka bölgelerimde havalanmalar hissediyorum. Annem hemen hazır cevabı yapıştırıyor. "şuna bak, türkçe de konuşmuyor artık msnde". Gerçi annem msn nedir pek bilmez. Bildiği tek şey benim onun aracılığıyla birçok kişi ile gevezelik yaptığım. birde msnimde o kadar online insanı görünce de etkileniyor bünyesi tabii ki.

Patron yani genel müdürümüzün oğluda istanbul üniversitesine yerleşmiş bunuda söyleyeyim dedim aklıma gelmişken. Çocuğun tercihleri gördüm, sadece 5 tercih yapmıştı. Hepside istanbul üniversitesinde. Zaten girebileceği yerlerde vardı ya neyse.

Kendinize dikkatli bakın canlarım.

4 yorum:

  1. yeni doğan çocuğun adım atmaya başlaması gbi, bence de aynen böyle:) farklı dil konuşmak çok heycanlıdır hakkaten. tebrikler sana da, devamı gelir inşallah.

    YanıtlaSil
  2. bery - write your blog in english.

    mesela, this is a blog yavrucum!

    YanıtlaSil