19 Ağustos 2009 Çarşamba

Ben aslında daha duygusal birşeyler yazacaktım

Geçen akşam arkadaşımda oturmuş nargile keyfi yapıyordum. Konu döndü dolaştı organ nakline geldi. Öyle ki girmediğimiz konu kalmadı diyebilirim.

Organ nakli felan diyince benim aklıma direk dobinin babası geldi. Kızın babası böbrek hastasıydı. Evin tek kızı bu ve annesi ile beraber geçindiriyordu evi. Açıkcası o kadar iyi bir durumu yoktu ama iyi kızdı. Herneyse masada konuşurken arkadaşıma dobinin babasının aklıma geldiğini söyledim. O da ısrar etti onu arayıp babasının durumunu sor diye. Aynı zamanda da onunlada konuşmuş olursun dedi. Ben kabul etmedim. Daha sonra aramaya yeltemsemde telefon numarasının sildiğimin farkına vardım.

Pek umurumda değil ama bir arkadaş olarak babasını gerçekten merak ettim. Merak etmemin nedenide bir zamanlar babası ameliyat olacaktı. Ondan dolayı merak ediyorum. Eğer başarılı bir şekilde böbrek nakli yapıldıysa adamcağaz haftanın üç günü diyalize girmekten kurtulacaktı. Bu sabah kurstan başka bir kız arkadaşı aradım dobinin numarasını almak için ama o da telefonu açmayınca kaldı öylece. Bu arada aklıma gelmişken söyleyeyim dedim. Dobi sevgilisinden ayrılmış. Sevgilisi ile beraberlerken bir ara konuşmuştuk ve bu yaz için düğün felan olabilir demişti bende onda "daha herşey için erken. evlilik ciddi bir iştir. 50 defa düşün bir defa karar ver. düğün değilde aranızde söz, nişan gibi birşey yapabilirsiniz mesela" demiştim. Şimdi o bile kalmadı tamamen ayrılar. Dobiden yana şüphem yok, bulur hemen o eğlenecek birisini... Beni nasıl bulduysa?

Geçen sabah uyandığımda dudağımda uçuk çıktığını fark ettim. Neden oldu anlamadım. Yarın veya öbür güne hiç birşey kalmaz. Daha doğrusu uçukmu ne onu bile bilmiyorum. Dudaklarımd ailgili şimdiye kadar böyle sorunlar yaşadığımı hiç hatırlamam. Canımıda sıkıyor bu tarz süprizler. Aniden hasta olup komaya girmek gibi birşey bana göre böyle olaylar. O nedenle sevmiyorum. Bu yazıyı yazmadan yakşalım 30 dakika önce yengemle msnden konuştum. Yaklaşık kırk yaşına gelmiş bir amcam var ve yeni gitti askere. Yengem amcamla konuşmuş ve üzülmüş. Amcamın sedi soğukmuş, üzgünmüş. Yeni gitti henüz bende konuşmadım. Bu amcamıda severim. Şuandaki mesleğimi sevmemde ve iyi bir kariyer yapamda etkisi büyük olan birisi. Yurtdışı tecrübesi ve çok bilgisinin olmasıda beni etkileyen yönlerinden sadece bir tanesi. onun gibi üç dil bilmesemde işimde başarılıyım. Yalnız ingilizceyi öğreniyorum ya o bana yeter.

Bir arada iş yerinde patron demişti bana: "bery 3-4 tane dil bilmenin bir anlamı yok(bu arada kendini 3 dil biliyor) sadece ingilizceyi öğren, tam öğren yeterde artar sana". Aslında mantıklı. Fazla dil de göz çıkartmaz. Öğrenebildiğin kadar öğrenmeli.

Artık otobüs durağındaki kızı görmüyorum. Çünkü otobüsü kullanmıyorum işe giderken. Özledim keratayı. Tanışsaydım eminim ki sevgiliden ziyade iyi arkadaş olurduk. Kız kankalarımdan bir tanede istanbulda olurdu. Ankarada ve kocaelindekilerde iyiler hani. Onlarada lafım yok. Hatta Ankaradaki ekimde evleniyor. En değerli davetlilerden birisiyim geline göre. Kardeş gibiyim onunla. allah mesut etsin onu. Bir ömür boyu mutlu olur inşallah.

Ben aslında daha duygusal birşeyler yazacaktım bu akşam ama çorba oldu ortalık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder