5 Haziran 2009 Cuma

I Love English

Çalıştığım yerde “ben işten çıkmak istiyorum. Bu işyeri bana göre değil, kendim geliştiremiyorum. İlerde daha iyi bir kariyer sahibi olmak istiyorum” demiştim. Nerden dedim lan ben bunu.

Bizim on numara bir patron var. Aslında bu lafı dediğim içinde pek pişman değilim. Neşeli keyifli dakikalar yaşıyoruz bu sayede. Patrondan bahsedecektim. On numara bir insan. Bazen takılıyor bana. “Bery ne oldu senin bu kariyer işleri. (bok gibi para götürüyoruz şirkette, şirket büyüdükçe büyüyor sen başka yerde kariyer düşünüyosun)” diyor bir nevi. Parantez içindeki cümleleri ben yazdım. Bence öyle düşünüyor. Haklı.

Böyle boşluktayım blogcum. Sevgili okurum… Bir flash animasyonda izlemiştim. İmam şöyle diyo “Yaz geldi yine avratlar cıvıl cıvıl dolaşiy”. Harbiden öyle. Herkes dolaşıyo.

İngilizceyi adım gibi iyi bilmem gerekiyor. Bunun için bir çalışma başlattık ben kuzenim ve bir arkadaşımız. 3 kişiyiz toplam. Elebaşları benim. Şimdiye kadar edindiğim bilgilere göre kelime ezberlemek HERŞEY. Yeni bir dil öğrenmek istiyorsanız en çok kelime ezberlemelisiniz. Cümle kurmayı çok iyi bil. Su isticeksin mesela “water” diyemezsen susuzluktan geberirisin bana. O sırada cümle yapısının hiçbir değeri kalmıyor.

Dil ile söylediklerimi yabanı dili olan ya da öğrenme çabasında olan insanlar anlar. Ey insanlar sizde öğrenin İngilizceyi. Bana kalsa öğrenebildiğiniz kadar yabancı dil öğrenin. 25 yaşındaki ofisimizde yeni işe başlayan bayan dahi İngilizce, Rusça, Çince, Türkçe biliyor. Hatta Çince ve Rusçayı İngilizceden daha iyi bildiğiniz söylüyor . vala ben söylenene değil duyduğuma inanırım bu konuda. İki kelime Çince bir şeyler söyle diyoruz. Yok.. söylemiyo. “Böyle kendi kendime neden konuşayım” diyo. Lan gerizekalı Çince bilsek konuşurduk senle dimi? Birde biz diyoz ki buna “bizimle İngilizce konuş ki geliştirelim İngilizcemizi” bu da demesin mi bize “ siz de benimle Türkçe konuşun bende Türkçe mi geliştireyim.” La zaten konuşabiliyosun daha neyini geliştirecen. Biz adam akıllı konuşamıyoruz bile…yazmada sorun yokta konuşurken zorluk var.

Bugün de ofise Moldovalı bir tır şöförü geldi. Adam Romanya dan geliyor. İngiliz ebilmiyo ve sadece Rusça konuşuyor. Bize gelmedi, bizim yan komşuya gelmiş. Adamlarıda orda bulamayınca adamcağaz bizim zile bastı geldi. Ben konuşmaya başladım ama yemedi. Dediğim gibi İngilizce bilmiyomuş. Bizim bu moruk teyzemiş(iş yeni başlayan bayan) konuştu biraz. Bende o sırada patrona söyledim. “bak kimler gelmiş efenim teee Romanyalardan..” o da biliyor zaten Rusçayı. Adama yazık… 2 saat bekledi bizim ofiste firma sahipleride gelmedi. Sonradan başka bir adres aldıkta onun için oraya gönderdik.

6 yorum:

  1. sen sus lan. konuşmaya bile hakkın yok senin. ingilizce pratik için msnde konuşalım diyorum yok olmaz diyosun :D dövcem seni yakında :P :D

    zaten bizde benim önderliğimde teşkilatımız ile kelime eberleme çabası içerisindeyiz.

    YanıtlaSil
  2. Ben İngilizce değil de en çok Rusça öğrenmek istiyorum abi, bazıları kaba diyor ama bence çok karizmatik.

    YanıtlaSil
  3. hiç kimse; neresi karizmatik ki rusçanın? :) dünyada bir çok ülke global bir dil olarak ingilizce konuşuyor. bizim patron ingilizce rusça birazda fransızca biliyor. tek tavsiyesi ne biliyo musun?
    "İngilizceyi iyi öğren her yerde yeter sana. Rusçaya felan gerek yok."

    YanıtlaSil
  4. Srinivas Tamada; hoş blogun var lan. başka şey dicektim bak bunu söyledim:)

    YanıtlaSil