21 Mart 2009 Cumartesi

Gidiyorum, Sadece Ruhumu Aldım Yanıma

kendinde değildi. ne yapacağını düşünüp duruyordu son günlerde. canı sıkkın, keyifsiz sürüyordu hayatı. kafası o kadar karışıktı ki şimdiye kadar severek yaptığı işten dahi bıkacak dereceye geldi.

evet o yalnızdı. hemde yapayalnız.. çevresinde yakında dostları yoktu. en yakın arkadaşları hep uzaktaydı onun. bunun eksikliği hayatında şimdiye kadar hep yaşadı ve yaşamayada devam ediyor. dilince güzel bir şarkı hergün onu mırıldanıp devam ediyordu hayatına. bıkmıştı herşeyden, usanmıştı artık yenilmekten.. yalnızlıktan..

herşey üstüne, üstüne geliyor sanıyordu. halbuki onu sıkan, daraltan ruhuydu. bedeninde sıkıntıdan kaçacak delik arayan ve onu sürekli rahatsız eden ruhu. "keder" nedir çok iyi bilen birisiydi. hayatındaki tek amacı mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmekti. ve hiçbir şey istediği gibi gitmiyordu. her zaman bir terslik çıkıyor ve kendince oluşturduğu güzellikler ortadan kayboluyor, yok oluyordu. çok bıkmıştı, çok... hayatın bu acımazsızlığından, kendisinin kurduğu düzenin sürekli bozulup darmadağın edilmesinden usanmıştı. yaş itibari ile genç ve dinamikti ama yaşadıkları onu olgun birisi gibi gösteriyordu. yaşına göre olgun davranmasının nedenide yaşadıkları olsa gerek..

sıradan bir insan gibi sıradan şeyleri yaparak çok sıradan bir hayat sürüyordu. bazen pişmanlıklar içerisinde açıyordu gözlerini dünyaya. sabah uyandığında boş boş bakıyordu çevresindeki insanlara. anlamsız, boş bakışlar... başka ne yapabilirdi ki. kendini iyi hissetmek için biraz içki içmek istedi ama yapamadı. kendisi şimdiye kadar çok içmişti. şimdide o kadar çok istiyordu ki canı.. bir yudum dahi olsa içki içmek.. sigarasını içmek için çıkarı çıktığında hep düşüncelere dalardı. kendisini yaşadıklarını, ne yapmak istediğini,ideallerini, geleceğini.. kısaca herşeyi düşünürdü... bir işe başlamadan önce iyice düşünür sonra karar veren bir yapısı vardı. ileriyi düşünerek hareket ederdi. aslında o mantıklı olanı yapıyordu ama nedense hep kurduğu düzen altüst oluyordu.

ya kendisinde bir sorun vardı ya da çevresindekilerde.. çok derinden etkilerdei her olay onu. gerçekten gönül verdiği kişiler tarafından yenilgiye uğratılması bıktırmıştı onu belkide. hiç birşey için net konuşamıyordu son günlerde. gerçekten çok duygusallaşmıştı. her dakika ağlayacakmış gibi gözleri doluyor ama ağlamamaya çalışıyordu. biliyordu ki ne kadar göz yaşı dökerse döksün hiç birşey geriye gelmeyecekti. olan oldu, bitti..

başkalarına göre ayrılık belki kolaydı ama onun için hiçde kolay birşey değildi. hayatına ortak ettiği herkese değer verirdi. çok değişti son zamanlarda. ondan sonra değişti.. o çok değiştirmişti onu. beynini allak bullak eden sorularla, karmakarışık duygular içerisindeydi.

ne kadar ağlarsa ağlasın yüreğim,
beni öldürdü hep kendi benliğim,
her gün yok etti beni sensizliğim,
anladım ki herşey yalanmış.

ben sensizde devam ederim hayatıma,
gidiyorum, sadece ruhumu aldım yanıma,
bundan sonra pek yanaşma yamacıma,
fayda gelmez artık benden sana.

2 yorum:

  1. yeni bir film konusu vardı,sayın yönetmenim,hani hıçkırık tutmadan olur der iseniz ,mim ettim sizi.

    YanıtlaSil