30 Aralık 2008 Salı

Teknolojiden Nefret Ediyorum!


Teknoloji ile aram şu sıralar hiç iyi değil nedense? Bazen "Ulan bi dağ başında, hiç bilmediğimiz bir yerde tam bir köylü hayatı yaşasak?" diyorum kendi kendime. Bıkıyorum teknlojik sorunlardan. Bundan dolayı çıkıyor bu cümlerler ağzımdan.

İzmirde çocukluğum çam ağacından düşürek sanki ekmek sırasına geçen insanlar gibi tek tek peşi sıra dizilen tırtırlarla oynayarak geçti. Zamanında 100binlira veripde yemeye doyamadığımız meybuzlar geliyor aklıma. Aileme bisiklet aldırmak için inek gibi ders çalışırdım diyemicem çünkü pek ders çalışmazdım ama yinede derslerim süperdi. Okulda gelir gelmez önlüğümü çıkartıp ardından ekmek arası birşeyler yapıp sokağa çıktığım çok olmuştur. Sokakta akşama kadar futbol maçı yapardık. Kimisi Hami olurdu kimisi başka birşey. Yağmurlu havada gazoz kapağı oynardık hiç bıkmadan, yılmadan, sevinerek.. Dizerdik gazoz kapaklarını yere.. Ardından içine cam macunu koyduğumuz kavanoz kapağını atardık yerdeki gazoz kapaklarına.. Misket, taso oynardık. Mahallede de en fazla bizde olurdu. Ben ve erkek kardeşlerim misketlerimizin hepsini bir araya toplardık ve en fazla bizde olurdu. Toprakta oynardık, düşerdik, oramız buramız kadardı her zaman. Mahalle maçlarımızın tadları bir maşka olurdu.. Her zaman yenerdik maçlarda. Bir takım vardı, çok güçlüydüler.. Her defasından yenemez hep üzülerek geriye dönerdik.. Kardeşimle aynı takımda olamazdım hiçbir zaman. Her ne kadar kardeşte olsak maç sırasında hiç anlaşamaz hep didişirdik.

Sabah erkenden kalkar okula giderdim. Bazen güneşin doğuşu ile uyanırdım.. İzmire pek kar yağmaz. Bir ara sabah gözlerimi açtığımda kar görmüştüm her yerde... "Anne ben bugün okula gitmicem. Kar topu oynicam. Lütfen anne gitmim okula, nolurrr.." derdim ve ardından kartopunun keyfini çıkartırdım arkadaşlarımla. Her zaman kavga ettiğim ama hiçbir zaman ayrı kalamadığım ölümsüz dostlarım oldu ben çoçukken.. Şimdi ise hâlâ görüşürüm o dostlarım ile.. Hafta sonarı sabahtan akşama kadar oyun oynar bıkmazdık hiç.. Akşam olunca, sokağın başında babamı görür "Babam geliyor ben eve gidiyorum!" diyerek oyunu yarıda bırakır koşa koşa eve giderdim.. Baba korkusu ile büyüdüm. Bayramlar bizim en güzel zamanlarımızdı. Babam alırdı kardeşlerim ve beni yanına alışverişe giderdik hep beraber. Hepimize her bayramda yeni bir ayakkabı, yeni bir pantolon, yeni bir kazak vs alırdı. Baştan sona yep yeni elbiseler giyinirdik. Gece yatmadan önce bayram sabahı giyeceğimiz yeni elbiselerimizin hepsini bir araya toplar, düzenli bir şekilde başucumuza koyardık... Sabah oluncada hemn onları giyinirdik.. Elime bir şeker torbası gibi bir torba alarak şeker toplamaya giderdik. Hem şeker toplardık hemde bayramlaşırdık herkesle...

Şimdilerde o günleri çok özlüyorum, çok arıyorum... Küçük kardeşime acıyorum! İstanbul sokaklarında bina yığınları arasında çocukluğunu doyasıya yaşayamıyor. Ben bilgisayar ile 8. sınıfa giderken tanışmıştım o şuanda yaşına göre çok erken tanıştı... Biz oyun oynamak için sokağa çıkardık o ise "Abi bilgisayarda oyun oynayabilir miyim?" diye izin istiyor. Bu mu teknoloji... Çocukluğumu benden alıp götürüyorsa, kardeşimin yaşadığı çocukluğu iğrenç bir hale getiriyorsa, insanları daha çok tembelleştiriyorsa, kültürümüzün gidişatını değiştiriyorsa, gelenek ve göreneklerimizden bizleri saptırıyorsa(sayamadığım birçok şey) böyle teknoloji olmaz olsun.. Eski bayramları dahi yaşamayaz oldum ve olduk.. Küçük kardeşim dahi benim çocukluğumda yaşadığım gibi heyanlı bir bayram yaşayamıyor.. Büyükler dahi bunu söylüyor her zaman.. "Nerde o eski bayramlar, nerde o eski günler..."

***
Geçenlerde yaşadığım bir kaç olayıda ekliyeyim. Bir ara evdeyken mutfağa doğru yöneldim. Girdim mutfağa ve bardak arıyorum. Ne yaptım ettim bulamadım bardak felan.. Mutfaktaki anneme sordum.. "Anne nerde bardaklar? Ben bulamadım da?" "Oğlum makinada, yıkanıyorlar.. 30 dk ya biter makinanın işi.." Şimdi böyle bir durumda gelde sinirlenme. O yaşa gelmiş kadını dahi tembelleştiroy bu lanet teknoloji.. Aynı şekilde bir defada kaşık olayı oldu.. Akşam eve geldim yemek yicem. Mutfakta masada hazırladım herşeyimi kaşık arıyorum bu sefer... Aynı şekilde kaşık bulamadım.. O zamanda makinadaymış kaşıklar yıkanıyorlarmışş... Sıçim ben böyle işe ya.. O anda çok gerildim, sonra sakinleştim..

Aksina işimde internet, teknooji ve bilgisayar ile alakası olmasına rağman bazen gerçektende nefret ettiyor kendisinden teknolji...

9 yorum:

  1. bery, öncelikle içimde kalan ve patlamak üzere olan bişeyi söylemek istiyorum. bu yorum şeyini sayfa-altı yapıyoruz ya, işte öyle olunca çoğunlukla kimliğimi tanımıyor bu şey benim.. o yüzden bi kaç defadır yorum yazmak istediğim halde yollayamıyorum buraya. anonim olarak göndermek isteyince dahi olmyor. başka i ayar seçersen daha çok yorum yazacağımı düşünüyorum. sen blirsin tabi.

    yazdıklarına gelincee... genel olarak katılsam da, bulaşık makinesine laf söylettirmem arkadaş!! hele hele misafir varken nasıl iyi oluyor, nasıl dua alıyor icatçısı, bilemezsin.. sizin evde bardak kaşık sayısı çok azsa bizi de yakmamalı bu durum :P

    YanıtlaSil
  2. Adsız, blogun ayarları gayet normal anormallik sende kesinlikle. Anonim olarak dahi yorum yazılabiliyor şuanda.

    Evde bardak, kaşık, çanaktan felan geçilmiyor. Suç bizimkilerde tembelleştiler iyice..

    YanıtlaSil
  3. off anormallik bende biliyom, ama yazılmıyo işte!

    YanıtlaSil
  4. mesela az önce evlilik ile ilgili yazdığın posta yazamadım yorumumu. neyse ya.

    bi dost.

    YanıtlaSil
  5. Adsız, www.blogger.com'a gir, üye ol, sonrada yap rahat rahat yorumlarını... o kadar zor bişe değil. istedikten sonra herşey yapılıyor. yorumlarınıda her zaman bekleriz.

    YanıtlaSil
  6. ok canım sağol, tam da bu tavsyeye ihtiyacım vardı..

    YanıtlaSil
  7. Herşeyin hep gönlünce olduğu, kalbinin hep sıcak aktığı, mutlu yıl ve yıllar diliyorum.

    Sevgiyle:))

    YanıtlaSil
  8. Esrik Öfke, teşekkürler, sanada mutlu yıllar. evde kös kös oturarak gircem yeni yılar, daha doğrusu o bana gircek sanırım. "yeni yıla nasl girersen öyle devam eder" derler ya. bende yıl buyonca otururum umarım ahahaha :D

    YanıtlaSil
  9. meybuzz
    bu soğukta hatırlamak garip oldu ama mutlu oldum..
    aslında şimdi düşününce pek matah bişey değildi ama nasıl zevkle yiyorduk.. çünkü seçme şansımız yoktu..

    YanıtlaSil