29 Ekim 2010 Cuma

yeni bir sayfa açmak

Şuanda ki duruma “yeni bir sayfa açmak” mı denir yoksa “tükürdüğünü yalayarak yola devam etmek” mi denir bilemedim.

Böyle, bir şeyler oluyor insanın içerisinde. Hiç kimseye anlatamadığı saçmalıklar birikiyor zamanla. Daha sonra bu birikenleri bir yerler boşaltmak ve yeni birikintiler oluşturmak istiyor. Bazen birikintiyi içerisinden çıkartmadığı için başı çok ağrıyor. Şuanda benim başım çok ağrıyor. Biraz birikinti var içeride onları boşaltmam ve yeni saçmalıklarla doldurmam lazım içeriyi.

Anlatılacak, söylenecek o kadar çok şey var ki hangisinden başlasam bilemiyorum. Yazmadığım 2 ay boyunca çok değişik ortamlar gördüm, birçok farklı insanlar tanıdım, hayallerim değişti, yaşadığım şehir değişti, bazı fikirlerim değişti. Kısaca birçok şey oldu bu geçen iki ayda. Ben o iki aydan yine bahsetmeye cesaret edemiyorum. Neden bilmiyorum ama o birikintiyi içimden atmak ve başkalarının içini doldurmak istemiyorum. Ya da korkuyor da olabilirim, içimde ki birikintilerden insanlar rahatsız olacak diye.

Değişik tarzda filmler yapasım var. Sinema severlerin hoşuna gidecek bir şeyler. Ne yapsam bilmiyorum. En kısa yoldan söyleyeyim: kararsızım. Ne yapsam, ne etsem bilemiyorum. Bana akıl verin :/ Bir şeyler söyleyin. Ne söylemek istiyorsanız artık.

Bu arada blogun tasarımını değiştirdim. Görüşlerinizi yorum olarak alabilirim. Arka planda ki resim çok hoşuma gitti. Siz neler düşünüyorsunuz?

22 Ekim 2010 Cuma

insan özlüyor

insan özlüyor ister istemez :/