28 Şubat 2009 Cumartesi

Telefonlar Çalmasa, Arkadaşlarım Aramasa...

Sevgili okurum, canım benim.. Seni gerçektende çok seviyorum. Bir önceki yazımda dobi ile ayrıldığımı söylemiştim. Sağol yanımda oldun.. Teşekkürler. Her ne kadar sanal bir ortamda benim tam olarak ne olduğumu bilmesenizde bu şekilde teselli etmeniz dahi sevindirici.

Konu açılmışken birkaç şey söyliyeyim bari. İnternetden arkadaş.. İnternetden tanıştığım, normal haytta yüzünü görsem tanımayacağım bir çok insan var. Msn listemde hemen hemen 300 kişi var. Bu normal bi sayımı yoksa anormal mi bilmiyorum. Ve ben msnimi her açtığımda da ortalama 50 kişi online konumda oluyo. İnternetden tanışıp sonrada gerçek hayatta görüştüğüm kişiler oldu. Evet ciddiyim ben, şaka felan yapmıyorum. Üniversitedeyken birisi ile tanışmıştım. İstanbula geldiğimde görüştük tanıştık. Kız değil ama. Gay felan değilim yanlış anlamayın alnınızı karışlarım (: Bi iş yapmak için tanışmıştım bu çocukla. O da benimde hemen hemen aynı yaştaydı. Hatta 1 yaşmıydı neydi küçüktü. Görüştük tanıştık, işimizi yaptık. Şuanda dahi arada bir msnden selamlaşırız.

Geçen günlerde de bi tane çocukla tanıştım yine. Aksarayda oturuyo normalde. İStanbula gelmiş, ablaları varmış burda. Netde bi arkadaşlık sitesinde tanışmıştım onunla. Yeni çıkan heraketli süper bi siteden.. O zamanda o siteye eğlencesine girmiştim ve saçma sapana bi şekilde herkese bulaşıyoudm. Makset sevgili bulmak değil, makara yapmak. O çocuklada öyle tanıştık. Onunla kanka gibi olduk netden. Oyuna girer, milleti uyuz edercesine delilikler yapardık beraber. O da 1 ayt önce felan geldi istanbula. Dobi ile ilk çıkmaya başladığım zamanlarda gelmişti bu. Hatta dobiyi dahi biliyordu ama tabi dobi ile tanıştırmamıştım..

Cep telefonum dobiden sonra baya bir durgunlaştı.. Akşam işten sonra hemen eve geliyorum. Annem dahi şaşırıyor bazen.. Sen bu kadar erken gelmezdin diye felan.. Kursa gidiyorum haftasonu erkenden geliyorum.. Yine şaşırıyo. Bu sefer "Kızdan mı ayrıldın?" felan diyo. Bende bişe demiyorum. Ne diyeyim kadına yaw. "Anne ben kızı çok sevdim o da beni g*t gibi ortada bıraktı. KAbul etmedi, bir nevi ihanet etti bla bla bla" böyle mi diyedim..

Ankaradaki kankam ile mesajlaşıyorum her zaman. Ankaradaki hemşerim bi tanem. Onunlada mesajlaşıyorum. Bu kız ve kankam olmasa ne yapardım diye düşünüyorum bazen. Birçok samimi arkadaşım var ama bunların yeri yüreğimde bambaşka.. Ölene kadar dostum bunlar. İstanbulda da dostlarım var ama pek görüşemiyorum ayda bi defa belki.. Bide bu haftasonu yani yarın Gebzeden iki tane kız arkadaş gelcek. Ben ve onlar beraber gezcez. Bunlarda benim üniv.den sınıftan yakın arkadaşlarım. Gelmeleri iyi oldu. Birisi daha önceden gelmişti. Diğeride yeni geliyo. YArın buluşup biraz kafa dağıtacağız. Açıkcası benim için iyi olacak bu. İstanbudaki üniv.den ev arkadaşımında çalıştığı yere gidip görcez onu. Pazar günü olmasına rağmen izin alamıyor. Hayat işte..Zor..

Sende varsın sevgili okurum. Sende yazılarıma yaptığın yorumlar ve yazılarımı okumanla yokluğunu hissettirmiyorsun ve "ben burdayım" diyorsun. Sizi gerçekten seviyorum be. Ben yazılarımı genellikle olduğu yazarım. Yani bir olay olduysa herşeyiyle yazarım. Kendim hatalı olsam dahi o ytazıda kendi yaptıkarımı yazarım. NEden biliyo musun? Çünkü sen herşeyi farklı bir pencereden görüyorsun ve olayla hiç ilişkin olmadığı için doğruyu buluyosun.Bu da iyi oluyo. Bazı karasız kaldığım konulşarda ya da bilgi edinmem gereken konuşarda farkında olmadan bana yardımcı oluyorsun. Bu da benim içn güzel birşey. Birde demekki senin ilgili çekiyor ki bu yazılar, okuyorsn ve üstüne üstelik utanmadan yorumda yazıyosun (: Alınma hemen sevgili okurum.. Yaz elinden klavyeni fareni alan yok (:

Yazın ki yalnızlığımı hissettirmeyin bana. Arkadaşlarım telefonumu hiç susturmasın ki kendimi kimsesiz hissedip boğaziçi köprüsünden aşağıya atmayayım. Arada birde olsa bana tepki verinki yaşadığınızı bileyim ve üzülmeyeyim. Tepki verin nasıl olursa olsun. Beni unutmadığınızı bileyim..

26 Şubat 2009 Perşembe

Doğum Günü Çocuğu ve Hüzünlü Ayrılık Hikayesi

Evet.. Sevgili okuyucum. Neler oldu neler.. Bir bilsen.. Keşke derdime derman olacak birşeyler olsa. Birşeyler olsada bütün bu üzüntüm bir anda gitse ve her zaman gülümsesem ve mutlu olsam..

Son bir aydır bloguma adam akıllı yazamıyorum bile. Kendimden utanıyorum bu yüzden. Bloguma karşı vefasızlık yapmış gibi hissediyorum kendimi ama yazmakta rahatlatıyor beni. İçimi döküyorum kelimelere. Sen.. Evet sen sevgili okurum.Sende okuyorsun ve derdime derman olmaya çalışıyorsun. Seni sevmeyeyimde kimi seveyim ben.

Bugün benim doğum günüm.. İnanır mısın hiç bu kadar hüzünü bir arada yaşarken yeni yaşıma girmemiştim. Benim için bu hem üzülü hemde biraz sevindirici oldu aslına bakarsak. Netden ve cepten bazı arkadaşlarım doğum günü tebriklerini bana ulaştırdı. Yapayalnız birisi olmadığımı hatırlattıkları için bana hepsine çok teşekkür ediyorum. Geçen seneki doğum günümde aynı evde kaldığım arkadaşlarım pasta felan almışlardı. Güzel bir gün geçirmiştim. Hediye almadılar, zaten istemem pek hediye felan. Hatırlasınlar yeter. Küçük şeylerle mutlu olabiliyorum ben. Bir gün bir arkadaşım ufak bir süpriz yapsa bana, beni düşünerek hareket etse yeter benim için. Dünyalar benim olmuş gibi svinir mutlu olurum. Bugünde öyle geçti. Bir o kadarda üzüntülüydü..

Üzgün olmamın nedeni.. Evet nedeni dobişim.. Dobişimden ayrıldık. Acı ama gerçek.. Dobişim 23 şubat akşamı bana çektiği bir mesaj ile ayrılmak istediğini söyledi. Tabi ben şoka girdim. "Noluyo lan?" moduna girdim hemen. Mesaj attım hemen iş çıkışı buluşalım diye. Gelmedi buluşmaya.. İşler yoğun olduğu için izin dahi alamıyorum. Ertesi akşam bir daha çağırdım. Gel konuşalım yüzyüze.. Ne oluyo neden ayrılıyosun diye. Gerçi bana ilk gün bir neden söyledi ama bu beni pek tatmin etmedi. Bende yüzyüze rahat rahat konuşmak istedim.. Bana çektiği o ayrılık mesajından sonra bir daha hiç görüşemedik.

Bir daha gelmedi.. İkincü günün akşamı facebooktan mesaj attım. Cepten açmıyordu zaten telefonu. Uzunca mesaj yazacak kadar dahi kontürüm yoktu. Çaresiz bir şekilde bırakmıştı beni. Mesajıma cevap gelince msne gelmesini söyledim. Msnden bütün ne var ne yoksa konıştuk. Suratıma tükürse, herkesin ortasında beni aşağılasa, yerin dibine soksa beni bu kadar koymazdı sevgili okurum... Beni çaresiz bir şekilde bıraktı ve ayrılmak istediğini söyledi. Son defa yüzüne dahi bakamadım.. Ayrılma nedenimiz benim için dahada acı verici olsada ben hâlâ seviyorum dobişimi.. Dobinin benden önce (onun deyişine göre) 4 senedir süren bir ilişkisi vardı.. Ben dobi ile tanışdığım zaman dahi onunla beraberdi. Bir ilişkisi vardı, evet, ama çocuğa hiç ama hiç güvenmiyordu. Yanımda mesajlaştığıda oldu ama onu sevdiğini hiç düşünmedim. Kendi ağzı ile 2-3 ay öncesinden bitirmişti bence o ilişkiyi beyninde.. Ona zerre kadarda güvenmiyordu. Benimde çıkmaya başladığında da ondan yeni ayrılmıştı. Belkide ayrıldıklarında en son çıktığı çocuğu bilmem kaç ay önce görmüştü..

Benimde ayrılma nedeni olarak ilk önce annemi öne sürdü. Bu arada birşey daha itiraf edeceğim sana sevgili okurum.. Ben ilk defa birisi ile çıktım. Evet.. Bu yaşıma gelmeme rağmen ilk defa bir kızın elinden tutup sevgilim diye dolaştırdım. Annemde benim ilk ilişkime acılık kattı. Geceleri birkaç defa onunla konuşurken ben kızdı bana. Sesleri malesef dobide duydu.. Bu bir deil iki deil. Baya bi oldu bu şekilde. Dobide annen şimdiden istemiyor yarın öbür gün biz evlencez diye karşısına çıkarsak hiç kabul etmez diye ilk neden olarak bunu söyledi.. Halbuki ne dobi annemi tanıyo ne de annem dobiyi tanıyor. Annem dobinin adını dahi bilmiyodu. Açıkcası bu neden beni tatmin etmedi.. Msnde konuşurken ben ısrar edince asıl mesele dediğim konuya geldi ve nedenini açıkladı...

Bendne önce çıktığı çocuk.. En son konuşmamızde "Onu seviyorum" dedi bana.. "Senin yanındayken her zaman mutlu oluyorum. Ama ayrılıp eve geldiğimde o geliyor aklıma. Seni düşünemiyorum" dedi birde.. Bana koyanda bu.. Bir yürekte iki sevgi olur mu? Bir kalp nasıl olursa çift taraflı sever?? Bu ihanet değilde nedir! Madem onu seviyorsun neden benimle bir aydır berabersin! Neden! Kendine oyuncak mı arayordun! Eminimki bu satırları dobide okuyacak.. Kusura bakma dobi bir yerlere haykırmam lazım yoksa içinde büyük bir det olur.. Üzme sen tatlı canını.. Benim bu söylediğim kelimeler sadece kızgınlığımdan dolayı. Zamanla düzelirim. Seni hiç üzmedim şimdiye kadar. Aksine nasıl mutlu etsem diye düşündüm her zaman. Sanırım son bir ayda da yeterince mutlu bir sevgili rolunu çok iyi bir şekilde beraber oynadık. Sonuç oolarak ayrıldık..

Ben sadece yürekten seven birisiyim. Cinsel arzular üzerine ilişki kurmayı sevenlerden hiçbir zaman olmadım. Eğer bu şekilde ilişki kurmak isteseydim şimdi tam bir piç modunda ortalıkta kız tavlama ve sevişme makinası gibi gezer çok iyi şekildede işimi yapardım. Başarılıda olurdum. İstemedim.. Hiçbir zaman bu şekilde şeyler düşünmedim. Bana koyan dobinin bu şekilde benden ayrılması oldu. Birbirimize karşı her zaman dürüst olacağımızı söylemiştik. İkimizden birisi bir başkasına aşık olursa söylecekti. Tamam dobi başkasını seviyordu belki ama neden bir aydır benimle beraberdi o zaman :'( Neden! Daha erken ayrılsaydık keşke. Şuanda deliler gibi seviyorum dobişimi :'( Yüzüme karşı söyleyipte çekip gitseydi bari..

Kendimi çok çabuk kaptırıyorum birisine. Benim ona olan bu sevgilim kıvılcımları 1 ay önce değil 2-3 ay öncesindne başladı. İlk başlarda söylemedim. Sazanlama herşeye dalmam. Zaman içerisinde olay şekillenincede söyledim. Kabul etti.. Mutlu mesut yaşarken yine o bozdu bunu.. Ona kızmıyorum. Özür dilerim dobişim yukarıda yazdıklarımdan dolayı. Sana kızamıyorum :'( Arada bir kızardım ama seni üzmek için değil, hatalarını düzeltmen için. Bazende eğlencesine kızardım sana. Sana asıl düşüncelerimi uzun uzun yazdım msnden dobişim. Zaten başka bir şekilde konuşma fırsatı dahi vermedin bana. Beni anlayacağını umuyorum.

Eğer birgün geriye dönmek istersen ben her zaman burdayım. Ama nolur geriye döneceksen yüreğimdeki sana olan sevgim bitmeden dön.. Geç gelirsen ortada ne ateş kalır nede kül...

17 Şubat 2009 Salı

Öyle Böyle

Bloguma son zamanlarda daha az yazı yazmaya başladım. Bu durum beni gerçekten çok rahatsız ediyor. Hergün işten eve geldiğimde "bu akşam yazacağım" diyorum ama dediğimi yapamıyorum..

Herne olduysa yeni bi işe başlamala oldu. Evimde bilgisayarım ve interntetim var ama eskisi gibi oturup blog okuyacak zamanım olmuyor. Eve zaten yorgun bir şekilde atıyorum genelde kendimi. Yemeğimi yiyip kafa dinliyorum ardından. Erkenden uyumayada başladım. Normalde 1-2den önce felan uyumazdım şimdi saat 12 oldumu benim gözler kapanma moduna gidiyo. Aşkıma bazen mesaj atıyorum. O da cevap yazıyo ama ben cevabı anca sabaha okuyorum.. Hemen uyuyakalıyorum. Kendimi tutamıyorum. Gerçektende yoruluyorum biraz ama alışıyorum yavaş yavaş..

Geçtiğimiz cumartesi günü sevgililer günüydü. Dobişimle ilk sevgililer günümdü.. Gayet güzel bi şekilde geçti cumartesi günümüz.. Fazla açıklayıcı bilgi vermicem ama mutlu ve mükemmel bir akşam geçirdiğimiz söyleyebilirim...

109'a bir daha gidermiyim bilmiyorum ama hiç unutmicam orayı. Geçtiğimiz pazar günü kursa gittim. Dobişimin babası rahatsızlandığı için kursa gelemedi. Ciddi bişe yokmuş hastaneye dahi gitmemişler ama ben hastaneye felan gittiler sandım.. Kursu ekince bu ve bende kursta olunca dayanamadım.. Bi arkadaşı ile taksime gidiyomuş.. Bana mesaj attı bende kurstan kaçtım onun yanına gittim.. Birde 109'uda açıklicam (: Taksim meydandayken aşkıma mesaj attım ben geldim diye. Tanıdığım bi arkadaşı beni almaya geldi. Aldı beni gittik bunların içtiği bara... Dobişim beni taksime çağırdığında ayıkmışş. Ben gelene kadar içimişte içmiş.. Bu kadar içmesine kızdım açıkcası. Olan oldu zaten. Bu içmiş kafa bi milyon.. Arkadaşları ben geldim diye o kadar sevindi ki anlatamam (: Dobişim içince çok konuşuyo yerinde durmuyo. Kıpır kıpır oluyo. Ben gittiğimde yine konuşup duruyodu. Biraz susturmaya çalıştım ama yok.. Susmuyo.. Konuşarak rahatlamıştır sanırım...

Herşey güzel lay lay lom.. Eğlendik felan derken bardan çıkıyoruz.. Dobişimi 2 defa lavaboya götürdüm. İlkinde kusmadı ama ikincisinde kustu. Biz kalkana kadarda anca ayıldı zaten.. Kendne geldi yani.. Hesabı bi istedik 109 ytl.. İçtikleride 3-5 bardak vodka. Ner neyse hesap bana ağır geldi. Yani fazla oldu. Hep berber arkadaşlarla hesabı ödedik çıktık. Hiç kimse o kadar çok hesap beklemediği için şaşırdı herkes. O yüzden 109 dedik o bara.. Bundan sonra oraya gideceksek 109 deriz artık.. Sanmıyorum bi daha gideceğimizide.. Çünkü aşkımın öyle durduk yere içmesini istemiyorum.Oraya gittik mi içmeden olmaz. Ben dahi içerim. Dayanamam.. O yüzden gitmicez (:

Son zamanlarda işlerim yoğun olduğu kdar hayatımda hareketlendi.. Hatta geçenlerde Kanada'dan bi müşteri gelmişti. Böyle melez gibi bişe. Ne zenci ne beyaz, melez işte.. Onunla dolaştım biraz.. İşlerini halletmesine yardımcı oldum.

Ben dobişimi çok seviyorum sevgili günlüğüm.. Bak bu yazıyı onlarca kişi okuyo. Sevgili okurlarım sizde biliyosunuz ama olsun ben yinede dicem.. Ben dobişimi çok seviyorum..

***
Rahat yazar olan Ahmet beni mimlemiş geçenlerde. Bu mim olayını her nekadar sevmesemde bazen hoşuma gidiyor. Konuda "yakından takip ettiğim bloglar". Benim yakından takip ettiğim blogları bilmeyeniz yoktur heralde.. Blogumunun sağ tarafında bulunan "güzide filmler" alanındaki bütün blogları yakından takip ederim. Hatta her yazıyı okurum. Ama son 20 gündür nerdeyse hiçbirisine bakamadım :( bundan dolayı güzide filmler arasında yayın yapan blog arkadaşlarım sizlerden özür dilerim.

9 Şubat 2009 Pazartesi

Yazayım Artık Be!

Son günlerde kafamı kaşıyacak zaman bulamıyorum desem hiç yalan olmaz sevgili günlük ve pek çok sevdiğim okurlarım.. Hepinizi seviyorum be (: Şaka felan deil bak bu gerçekten seviyorum. Ama en çok dobişimi seviyorum...

Son bir haftadır "Bu akşam yazcam","Nerden çıktı şimdi bu iş tamda yazacaktım","Çok uykum var yarın yazarım" gibi cümleleri çok kullanır hale geldim yaw. Bir önceki yazıda birkaç arkadaşda sağolsun ilgilendi ve sordu. Artık yazmicak mısın gibisinden. Bende devam etcem dedim. Neden yarım bırakayım ki? Dimi yani? Birde hayatımın aşkını bulmuş ve onunla mükemmel bir hayat yaşmaya başlamışken neden bırakayım..

Neler oldu neler sevgili okurlar.. Dobi hayatıma girdiğinden beri kendimde çok güzel bir hayatım oldu diyebilirim. Yıllardır kendimi bu derece mutlu hissetmiyordum. Daha doğrusu mutlu olamamıştım kendimce.. Dobi hayatıma girdi, gerçekten mutluluğu yaşamaya başladım.. Ardından bir işe girdim, serbest olarak çalışıyordum. İşim iyidi ama ofiste çalışmam benim için daha iyi olacak. İşe başlayalıda bu hafta sonu 2 hafta olacak işte..

Kriz ortamı var ama bizim işler tırıkırnda vala. Kafamı kaşıyacak vakit bulamıyorum. Gün içerisinde arasıra yaptığım kaçamaklar ile aşkıma mesaj felan atıyorum. Ben yoğun bi şekilde çalışırken aksine o da akşama kadar oturuyor. Oturarak para kazanıyo işte (: Gerçi benim işimde onunkinden pek farksız ama olsun. Herşey mükemmel gidiyor sevgili okurlarım. Dobi ile her fırsatta buluşuyoruz. Malum o da çalışıyor bende.. İkimizde en erken (hafta içi) akşam 8 gibi buluşabiliyoruz. Bazen hafta içi akşamları bazende haftasonları buluşuyoruz. Kursta bu hafta sonu başlıyor. Hemde bi sınav olcak ki aman allahım.. İşimiz zor vala. Sevgililer günüde cumartesi gününe denk geliyo iğrenç bir durum bizim için... Pazar günü sınav var cumartesi günüde kurstaki hoca konuların alayının tekrarını yapacak.. Gitsek bir dertt, gitmesek başka bir dert.. Off ne yapcaz bilmiyorum.. Mecburen gitcez gibi..

Dobişimle en son pazar günü buluştuk. Aradık konuştuk anlaştık felan derken oturduğumuz ilçede bir yere gidelim dedik.. Ben buluşma yerine giderkenee aşkım aradı. Arkadaşları ile bakırköyde bi cafede buluşmamızın iyi olacağını söyledi. Buluşacağımız kişilerde sevgilimin yakın arkadaşları diyebilirim. Biz kararlaştırdığımız yerde buluştuk aşkımla oturduk biraz sonrada bakırköye gittik.. Orda da eğlendik biraz. Güzel oldu ya.. En güzel günlerden birisiydi. Her ne kadar yağmur yağasada yılmadık (:

Bundan sonrada düzenli olacak yazacağım sevgili okurlarım. Sizde filmlerde sahne almayı unutmayın yeter..